Mhp‘de Grup Başkanvekilliği yaptığı dönemde geniş bir kesimin sevgisini kazanan Oktay Vural, siyaseti bırakmasının ardından uzun süredir gözlerden uzak yaşıyordu. Düşünceleri hayli merak edilen Vural, sessizliğini ilk kez bozdu.
“SİSTEMİN SAĞLIKLI ÇALIŞTIĞINI KİMSE SÖYLEYEMEZ”
Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın haberine göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında eleştirilerde bulunan Vural, ” Aslında bu eleştiriler sadece sistem kaynaklı değil. Yürütülen politikalarla da ilgili. 2018’den bu yana yürürlükte olan sistemin elbette eleştirilecek yönleri var. Şüphesiz karar alma süreci de önemli. Denge, denetim, yürütmenin hesap verilebilirliği, karar verme süreçleri, bakanların sorumluluğu gibi konular var… Bundan önceki sistemin de sağlıklı çalıştığını kimse söyleyemez. Ben o sistem içerisinde siyaset yaptım. Maalesef Türkiye sürekli sistem tartışması içinde… Bundan önceki sistem içerisinde de bu sistem içerisinde de Türk siyasetinin en önemli problemlerinden biri olan diyalog ve uzlaşma arayışı yok” dedi.
“TÜRKİYE’DE KUTUPLAŞMA ÜZERİNDEN SİYASET YÜRÜTÜLÜYOR”
Oktay Vural’ın açıklamalarının devamı ise şu şekilde: “Genel olarak bakıldığında siyasetin kutuplaştığı bu ortamda giderek değerlerden uzaklaştığını görüyorum. Türkiye’de daha çok kutuplaşma üzerindenbir siyaset yürütülüyor. Dolayısıyla ortada bir sis bombası var. Yani bir çölleşme var. Biz sonuçları tartışıyoruz. Sebepleri tartışmıyoruz. Siyasette bir akıl yürütme, sorgulama ve felsefe olması lazım. Öte yandan da kişiselleşme var. Kişiselleştirme, günümüz demokrasileri için bir tehdittir. İnsanların kendilerine bir değer atfederek varlıklarını yerli-yersiz ön plana çıkarma isteği alışılagelmiş bir beşerî kusurdur.
“2023 YILI ÇOK ÖNEMLİ”
2023 yılı çok önemli. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı başlıyor. Türkiye’de sürekli olarak reformlardan bahsediyoruz. Şimdi size soruyorum. Kaç defa adalet reformu yaptık? Ha bire adalet reformu… Ama bakıyorsunuz Anayasa Mahkemesi sürekli hak ihlali kararı veriyor. Yargıtay’da dosyalar bozuluyor. Sistemin sonuçları itibariyle bakınca, çürük olduğunu, adaletsizlik ürettiğini görüyoruz.
Geçmişteki parlamenter sistemin çok sağlıklı olduğunu söyleyemeyiz. Ama bugünkü eko-sistemin, yenilenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Ancak mesele yasama, yürütme ve yargının düzenlendiği bir sistem boyutu ötesinde ele alınmalıdır.”