İZMİR – Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), 5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Dünya Çevre Günü’nün 50’nci yılında olduğu belirtilen açıklamada, “Yaşanan tahribatı ve gidişatı derin bir öngörüyle saptayarak, çevremizle, dünyamızla, ilişkimizi sorgulamak üzere özel bir gün öneren bilim ve düşün insanlarını, zamanın bütün aktivistlerini ve verdikleri mücadeleleri gururla sahipleniyoruz” denildi. Son 50 yılda doğa tahribatının en kötümser öngörülerin kat kat ötesi bir duruma geldiği ifade edilen açıklamada, yaşananları ifade etmeye kelimelerin ve kavramların yetmediği, yeni kelimeler ve kavramlar üretildiği dile getirildi.
‘YAŞAMI SAVUNUYORUZ’
Bilim insanlarının dünyanın can çekiştiğini anlatmak için çaba sarf ettiği belirtilen açıklamada, gelinen aşamayı kimilerinin “kitlesel yok oluş çağı”, kimilerinin “krizler çağı”, kimilerinin “ biyolojik imha dönemi”, kimilerinin ise “tüm canlı ve cansız dünyayı temelinden tahrip eden taarruzlar dönemi” olarak nitelendirdiğine dikkat çekildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Evet, dünyanın bir parçası olacağız ve öyle olanlarla eklemleneceğiz. Çok iyi biliyoruz ki bizim dünyadan ne beklediğimiz değil, dünyanın bizden ne beklediği önemli. Bunu anlamak, bilmek ve o ne istiyorsa onu yapmamız önemli. Başka bir yol, başka bir şans yok. Yapacak çok işimiz var. Çok farklı ölçeklerde. Nasıl bir gelecek istediğimizi biliyoruz. Onu kurmanın yalnızca bizim varlığımızla, mücadelemizle, dayanışmamızla olacağını biliyoruz. Artık her yaştan, her ırktan, her cinsiyetten, her birimiz birer aktivistiz. Yaşam savunucusuyuz. Hak savunucusuyuz. Hepimiz birlikte, her yerde, sınırları aşarak, okyanusları aşarak, dünyaya dair ne varsa her şeyi savunuyoruz. Yaşamı savunuyoruz.”
‘YAŞAM VE HAK SAVUNUCULARININ YANINDA OLMAK YETMEZ, YAŞAM VE HAK SAVUNUCUSU OLMALIYIZ’
Gezi Parkı davasında çıkan karar ve tutuklamalara da değinilen açıklamada, “Bu gün geldiğimiz noktada ülkenin her mahallesinde, köyünde, kentinde en az bir Gezi Direnişi var. Hepimiz oradaydık, hepimiz buradayız. Bizim umudumuz onların korkusu oldu. Bunu çok iyi biliyorlar. Bu öyle bir korku ki, koca bir devlet, sekiz insanın üzerine abanıyor. Bu öyle güçlü bir damar ki. Bu öylesine haklı, öylesine meşru, öylesine umut veren bir mücadele ki… onların nezdinde milyonlarca insanın, hepimizin üzerine abanıyorlar. İşte bu koşullar içerisinde, Muğla’dan tüm insanlığa sesleniyoruz. Yaşam ve hak savunucularının yanında olmak yetmez, tavizsiz yaşam ve hak savunucusu olmalıyız, aktif olmalıyız” denildi.
Açıklamada Çiğdem Mater, Mine Özerden, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Hakan Altınay, Osman Kavala, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ekmekçi için adalet istendi.