AKP’nin iktidara gelmesinden bu yana 19 yıl geçti.
2001 ekonomik krizinin ardından 3 Kasım 2002’de iktidara gelen AKP’nin her dönem öncelikli gündemlerinden biri ekonomi oldu.
İşler kötüye gitmeye başladığında ise “ekonomi yönetimi” yerini “algı yönetimi”ne bıraktı.
“ENFLASYON” DEĞİL “HAYAT PAHALILIĞI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yapılan kabine toplantısının ardından faiz indirimlerinin devam edeceği mesajını verdi. Kabine Toplantısı’nın ardından konuşan Erdoğan ”Ülkemizde teknik olarak bir enflasyon değil, fiili hayat pahalılığı vardır” dedi ve ekledi:
”Bizde talep kaynaklı bir fiyat artışı yok. Üretimde de bir sıkıntıyla karşı karşıya değiliz. Bu iktidar faizi artırmayacaktır, tam aksine biz faizi düşürmeye devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuşmasıyla AKP’nin ekonomi sözlüğüne bir yenisini ekliyor, “enflasyon” yerini “hayat pahalılığı”na bırakıyordu.
“ZAM” DEĞİL “GÜNCELLEME’’
Her ne kadar son yıllarda AKP’li yöneticiler tarafından sık sık işitsek de “zam değil güncelleme” sözünü ilk olarak 13 Ekim 2011 yılında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından duyduk.
Bazı mallarda uygulanan Özel Tüketim Vergisi’ndeki artışa ilişkin kararın Resmi Gazete’de yayımlanması üzerine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ÖTV artışlarının zam olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, bu artışların, 74 milyonun hakkı olan maktu vergi gelirlerinin tamamen güncellemesine, sınırlı güncellemesine yönelik olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Bakan Şimşek, ÖTV düzenlemesiyle devletin kasasına 5.5 milyar lira gireceğini açıkladı. Bunun 2.8 milyar lirasının tütündeki ÖTV artışından; 920 milyonunun motorlu taşıtlardan, 771 milyonunun alkollü içeceklerden, 660 milyonunun cep telefonundan ve 350 milyon lirasının da Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu’ndan geleceğini söyledi.
Bu tarihten itibaren yapılan her zammın ardından “güncelleme” kelimesini duymaya başladık.
“EKONOMİK KRİZ” DEĞİL “EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22 Kasım 2021’de ülkede yoğun ekonomik kriz tartışmalarının yaşandığı günlerde krizi, ekonomik kurtuluş savaşı olarak açıklamıştı.
Erdoğan şunları söyledi:
“Ülkemizi bunca tuzaktan, bunca badireden nasıl çıkardıysak, Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu ekonomik kurtuluş savaşından da zaferle çıkartacağız.”
Böylelikle AKP’nin ekonomi lügatinde “Ekonomik kriz” yerini “Ekonomik kurtuluş savaşı”na bırakmış oldu.
“YÜKSEK DÖVİZ KURU” DEĞİL “REKABETÇİ KUR”
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 20 Ocak 2020’de “2019 Değerlendirme Toplantısı”nda konuştu.
Albayrak 2020’nin tek haneli enflasyona girilen bir yıl olacağını söyledi.
Albayrak gıda enflasyonunu kalıcı şekilde çözmeyi amaçladıklarını bildiren Albayrak “Gıda tedarik zincirinde speküle edilecek alan var, süreci iyileştirmek istiyoruz” diye konuştu. Kurda stabilizasyon sağlandığını belirten Bakan “Kur şu olacak demek doğru değil ancak rekabetçi bir kur olmalı” ifadesini kullandı.
Albayrak, ekonomi basını yöneticileri ile bir araya geldiği 2019 Değerlendirme Toplantısı kapsamında yaptığı konuşmada, 2018 Haziran-2019 Haziran döneminde Türkiye’nin kabaca 3 farklı kur atağına maruz kaldığını söyledi.
Söz konusu dönemde kurun yoğun bir şekilde dalgalandığını ve buna ek olarak TL’de farklı gelişmelerin yaşandığını anlatan Albayrak, bunun ardından ekonomide ve finansal mimaride öncelikli stratejinin istikrarı oluşturan bir süreçten geçildiğini ifade etti.
Döviz kurunun arttığı günlerde Berat Albayrak “Yüksek Döviz Kuru” yerine AKP’nin ekonomi diline “Rekabetçi Kur” söylemini böyle girdirdi.
Ersin Eroğlu