Basın meslek örgütleri, toplumsal medya yasa tasarısına karşı açıklama yaptı. Meslek örgütü temsilcileri, yasa tasarısı hazırlanırken kendilerine danışılmadığını lisana getirirken tasarıya karşı gayret edeceklerini söyledi.
Basın meslek örgütleri, TBMM Kurulu’ndan geçen toplumsal medya yasa tasarısıyla ilgili Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde bir açıklama yaptı.
İlk konuşmayı yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Lideri Turgay Olcayto, “İktidarın çok sesli bir toplum yaratmak istemediği açık. Tam aksine tek sesli, tek kanıyı içeren bir topluma dönüştürmek konusunda çalışmaları var.
Son toplumsal medya tasarısı da bunlardan bir tanesi. Türkiye’de sansür, oto sansür yetmezmiş üzere, tehditler, iktidarın baskıları, zulmü yetmezmiş üzere bir de toplumsal medyadaki insanlara kapıları kapatmak istiyorlar.
Korkmasalar bu türlü bir şey yapmazlar. Korkuyorlar. Vicdanının sesini değil reislerinin sesini dinleyen bir iktidar kümesi var. Ne gelirse hiç düşünmeden, vicdanları bile sızlamadan el kaldırıyorlar” dedi.
TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK SANSÜR YASASI
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Lideri Gökhan Durmuş da şunları söyledi:
“Türkiye’de medya bölümü üç haftadır bu kanun tasarısını konuşuyor. Neden çıkmasını istemiyoruz; bu kanun teklifi gazetecilere sorulmadan hazırlandı, bürokratlar, hukukçular tarafından. Bu kanun tasarısının içinde gazeteciler yok, gazetecilerin menfaati yok.
Tam aksisi, Türkiye tarihinin tahminen de en büyük sansür yasası. Zira yalnızca gazetecilik faaliyetini değil toplumsal medya ağlarını da susturmaya çalışan bir kanun düzenlemesi. Basın meslek örgütleri olarak palavra haberi savunmuyoruz, dezenformasyona karşı uğraş edilmeli bu hususta çalışma yapan bürokratlar değil basın meslek örgütleridir.”
HUKUKİ BİR METİN DEĞİL, MUĞLAK TABİRLER VAR
Basın Kurulu Genel Sekreteri Mustafa Eşmen,
“Tüm meslek örgütleri tam bir dayanışma içinde. İş olsun diye daha sonradan 2-3 gün evvel davet ediliyoruz. Tüm örgütler raporlar sunuyor fakat hiçbiri kabul edilmiyor. Meslek örgütlerinin hiçbirinin görüşüne danışılmadan geçirilmek isteniyor.
Hukuki bir metin değil, muğlak tabirler var” derken Türkiye Muharrirler Sendikası Genel Lideri Adnan Özyalçıner, “Sansür ve otosansür yoluyla haksızlıklar, yolsuzluklar, adaletsizlikler konuşulmasın diye toplumsal muhalefet temelden susturulmak isteniyor.
Dezenformasyon, palavra habere hepimiz karşıyız elbette ancak hangi haber palavra? Yanlışsız yahut kışkırtıcı olacağına kim karar verecek? Bu karar iktidardan gelecek. Sistemi yerenler palavra haber yapanlar, şakşakçılarsa hakikat haber üretenler olacaklar” diye konuştu.
İTİRAZIMIZI BAŞLANGIÇ OLARAK DÜŞÜNMEK MÜMKÜN
Diğer meslek örgütü temsilcileri ise şöyle konuştu:
Disk Basın-İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş: Görünen o ki Türkiye bir sonraki genel seçime kadar başta medya olmak üzere tabir özgürlüğü alanının giderek daraltıldığı, gazetecilerin gaye haline geldiği yeni bir periyoda hakikat gidiyoruz.
Bugün bu itirazımızı aslında bir başlangıç olarak düşünmek, bundan sonrasında da yeni akın dalgaları karşısında, birlikte, kimseyi geride bırakmadan uğraş etmenin daha değerli geldiğini söylemek mümkün. Bu bir son olarak görülmesin, bir gayretin başlangıcı olarak da görülsün.
PEN Müellifler Derneği 2. Lideri Halil İbrahim Özcan: Biz daima basının susturulmaya çalışarak bir yere varılmayacağını lisana getirmemize karşın iktidar bunu dinlemedi ve hücumlarını sürdürüyor.
İktidar yeniden gayesine, niyet ve tabir özgürlüğünü koymuştur. Daha fazla sansür ve sansürün fütursuz hale geleceğini göstermektedir.
Türkiye Yayıncılar Birliği Lideri Kenan Kocatürk: Sansürle gayret yüz yıllara dayanıyor. Maddelerle birlikte her iktidar periyodunda söz özgürlüğüyle ilgili birçok olumsuz olayla karşı karşıya kaldık.
Cahilin ferasetine dayalı CİMER şikayetine dayanarak birçok dava, yargılamalar oluyor. Kitaplar yasaklanıyor, muharrirler yargılanıyor. Nefret kabahatleriyle ilgili bir tane açılmış dava görmezken, bu düzenlemeyle sansürün arttırılacağı tasalarımız var.
Basın örgütleri yarın saat 14.00’te de meclis kapısında bir açıklama yapacaklar.