Yunanistan’da, Batı Trakya’daki Türklerin temsilcisi pozisyonundaki Dostluk, Eşitlik, Barış Partisi (DEB) Başkanı Çiğdem Asafoğlu, 26 Ağustos’ta Batı Trakyalı 16 yaşındaki Türk gencinin 20 Yunan tarafından darp edilmesiyle ilgili olarak, “O atak tahminen bir ırkçı taarruz değildi lakin taarruz esnasında söylenen ‘Pis Türk, bir dahaki sefere seni öldüreceğiz’ sözü saldırganların bilinçaltındaki niyetlerini gözler önüne seriyordu” dedi.
Yerel basında çıkan haberlere nazaran, Batı Trakya’da 16 yaşındaki O.T, 24 Ağustos’ta arkadaşının kalabalık bir kümeyle tartıştığını görerek müdahale etti. Bu olaydan 2 gün sonra akşam saatlerinde 20 kişilik Yunan küme tarafından O.T’nin yolu kesildi. O.T’ye bağırarak hakaret eden saldırganlar, genci döverek hastanelik etti. Olayın akabinde O.T’nin ailesi cürüm duyurusunda bulundu.
DEB Lideri Asafoğlu, Batı Trakya’da Türk azınlığın, hayatın her alanında ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığını belirterek, partisinin asıl emelinin Batı Trakya Müslüman Türk toplumunun uğradığı ayrımcılıkla gayret olduğunu söyledi.
Çiğdem Asafoğlu
Asafoğlu, Batı Trakya’daki Türklere karşı yapılan ayrımcılığın kolay biçimde gözlemlenebileceğini tabir ederek, “Gümülcine’de bir Yunan bir de Türk mahallelerine bakın. Oradan yapılan ayrımcılığı çok net halde gözlemleyebilirsiniz. Türk mahallelerinde altyapılar çok zayıf. Yunan mahallelerinde altyapı çok daha yeterli. Kamuya işçi alımında da bir ayrımcılık kelam konusu” tabirini kullandı.
Yunan medyasının, Türkleri, Türkiye’yi, Türk kurum ve kuruluşları, Türklük davası için gayret eden şahısları amaç haline getirdiğini kaydeden Asafoğlu, kendisinin de ayrımcılığa maruz kaldığını, yaptığı birtakım açıklamalar nedeniyle tehdit bildirileri aldığını belirtti.
“CİDDİ BİR AYRIMCILIKLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
İskeçe Türk Birliği (İTB) Lideri Ozan Ahmetoğlu da “Batı Trakyalılar olarak Türk olduğumuzu söylüyoruz lakin Yunanistan, Batı Trakya’da Türk azınlığın varlığını kabul etmiyor ve inkar ediyor. Burada önemli bir ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyoruz. Çünkü Türk kimliğinin inkarı birçok sorunu beraberinde getiriyor” dedi.
Batı Trakya Türkleri için “Türk azınlık” yerine “Müslüman azınlık” sözünü kullanan Atina idaresinin, bu kümenin kimliğini yıllardır görmezden geldiğini lisana getiren Ahmetoğlu, Yunanistan’ın Batı Trakya Türk azınlığının kimliğini inkar siyaseti ve buna karşı yürüttükleri hukuk çabasına ait açıklamalarda bulundu.
Ahmetoğlu, Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının tahlil bekleyen birçok sorunun Yunanistan tarafından görmezden gelindiğini söyledi.
Türk kimliğinin inkar edilmesinin temel sorun olduğunun altını çizen Ahmetoğlu, İTB’nin isminde Türk tabiri geçtiği için Yunan mahkemeleri tarafından kapatıldığını söyledi.
Ozan Ahmetoğlu
Ahmetoğlu, “Derneğimizin resmi statüsü elimizden alındı. Biz bu kararla evvel iç hukukla çaba ettik sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) müracaatta bulunduk. AİHM bizi haklı buldu ve bu kararının üzerinden 14 yıl geçti. Bu 14 yılda hala Yunanistan, ne yazık ki AİHM’nin kararlarını uygulamamaya devam ediyor” halinde konuştu
Kendilerini Türk olarak tanımlayan kurum ve şahısların, amaç haline getirildiklerini belirten Ahmetoğlu, “Batı Trakya’daki devlet dairelerinde Türkçe konuşulmaması tarafında baskı yapıldığını” anlattı.
Soydaşlarının ayrımcılığa uğradığını lisana getiren Ahmetoğlu, “Bu antidemokratik bir ortam doğuruyor. Devlet dairelerinde Türkçe bilen tercüman olması gerekiyor. Bu bir periyot İskeçe mahkemelerinde uygulanıyordu lakin artık uygulanmıyor” tabirini kullandı.
“TELEFONDA AİLEMLE BİLE YUNANCA KONUŞUYORUM”
Ayrımcılığa uğrayabilecekleri yahut sorun yaşayabilecekleri kaygısı ile isimlerini kullanmak istemeyen Batı Trakyalı Türkler günlük hayatlarında Türkçe konuşmaktan çekindiklerini söyledi.
Gümülcine’nin merkezinde işletme sahibi bir Batı Trakyalı, kendi dükkanında Türkçe konuştuğu için Yunan müşterileri tarafından uyarıldığını anlattı.
Bir lise öğrencisi de okulda Türkçe konuştuğu için birtakım Yunan sınıf arkadaşlarının kendisiyle irtibatı kestiğini, bu sebeple Türkçe konuşmaktan kaçındığını tabir etti.
Öğrenci, “Yunan arkadaşlarımın yanında telefonda ailemle bile Yunanca konuşuyorum. Aslında bu yaptığım yanlış olabilir ancak tekrar arkadaş kaybetmek istemiyorum” sözünü kullandı.
Gümülcineli lise öğrencisi kız da okulda arkadaşlarıyla Türkçe konuşurken, Yunanlar tarafından “Burası Türkiye değil. Türkçe konuşmak istiyorsan Türkiye’ye git formunda uyarıldım” diye konuştu.
AZINLIK DERNEKLERİ, “TÜRK” NEDENİYLE KAPATILMIŞTI
1927’de kurulan İTB, 1928’de kurulan Gümülcine Gençler Birliği (GGB) ve 1936’de kurulan Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB), isimlerinde Türk sözü geçtiği, Batı Trakya’daki azınlığın Lozan Antlaşması’nda “Türk” değil “Müslüman” olarak tanımlandığı savıyla 1980’li yıllarda kapatılmıştı. Bir devir azınlık okulları tabelalarında ve karnelerinde bulunan “Türk” sözü Yunanistan tarafından sorun olarak görülmezken sonraki yıllarda Türk ismi taşıyan derneklere resmi statüde faaliyet müsaadesi verilmemeye başlandı.
Kuruluşları reddedilen Meriç İli Azınlık Gençleri Derneği ve Rodop İli Türk Bayanları Kültür Derneği, kapatılan İTB ile mevzuyu 2005’te AİHM’e taşımıştı. Mahkeme 2007 ve 2008 tarihli kararlarında dernek kurma özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermişti.
Avrupa Kurulu Bakanları Komitesi, Yunanistan’ın AİHM kararlarını uygulayıp uygulamadığını yakından takip ederken Yunanistan Parlamentosu 2017’de AİHM kararlarının uygulanmasının önünü açmak gayesiyle bir yasa değişikliğini onaylamış lakin maddede bulunan çekinceler gerekçesiyle Türk ismi taşıyan derneklerin resmi faaliyetine müsaade verilmemesi tarafındaki uygulama devam etmişti.
İTB, bu yasal değişikliğin akabinde Yargıtay’a itirazda bulunurken Yargıtay, Haziran 2021’deki kararıyla İTB’nin, AİHM kararının uygulanması ve yasal statüsünün iade edilmesi talebini reddetmişti.
Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi ise Eylül 2021’de Strasbourg’da düzenlenen toplantıda, Batı Trakya Türk Azınlık dernekleriyle ilgili AİHM kararlarının Yunanistan tarafından uygulanmamasını incelemiş, Atina’nın bu tavrını eleştirmişti.
Eylül 2021 tarihli “Avrupa Kurulu Yunan Yargıtayının İTB’nin temyiz talebini reddetmesini kınıyor” başlıklı kararda, dernek kurma özgürlüğünün ihlal edildiğinin altı çizilmişti. Kelam konusu kararda, Yargıtay kararında AİHM’in de vurguladığı dernek lider ve üyelerinin şiddete başvurmadığı yahut demokratik prensiplere karşıt bir aksiyona karışmadığına ait “temel unsurun” göz arkası edildiği vurgulanmıştı.
Kaynak: Oda TV