Saygı Öztürk: İstedikleri sonuç çıkmazsa, seçimlere silahlı bazı grupların müdahale edeceği söylentileri çıkarılıyor

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, seçim kanunu değişikliğinin “seçim iş ve işlemlerine karışmaya başlamanın ayak sesleri” olduğunu yazdı. “İstedikleri sonuç çıkmazsa, seçimlere silahlı bazı grupların müdahale edeceği söylentileri çıkarılıyor” diyen Öztürk, “Bu söylentinin çıkarılması bile ülkemizin polisine, jandarmasına, yargısına hakarettir… Eli silahlı birileri çıkarsa, Devletin silahlı güçleri de gereğini yapar. Bu söylentiler bile seçmeni sandıktan soğutur. Buna da kimsenin hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.

Bugünkü yazısında sandık güvenliğine dikkati çeken Öztürk şunları kaydetti:

“Gelecek seçim sürecinde benzer olayların yaşanmaması için yapılacak yasal düzenlemeler dışında, YSK ‘fabrika ayarlarına’ dönüp, siyasi partilerce uzlaşmayla kabul ettiği, itiraza uğramamış karar ve genelgelerini uygulamalı. AKP, YSK’nın fabrika ayarlarına dönebilme ihtimalini zayıflatmak için seçim kanununu değiştirdi. İşte bu değişiklik seçim iş ve işlemlerine karışmaya başlamanın ayak sesleridir. YSK’da CHP Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, bunu şöyle açıklıyor:

1- 1950’den beri sorunsuz olarak uygulanan en kıdemli hakimin seçim il-ilçe seçim kurulu başkanlığı yapması uygulaması kaldırıldı.  Yerine, Hakimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) mesleğe kabul edip kıdemlerine ayırdığı hakimler arasında kura çekilmesi gibi kendi içinde anlamsız, Ak Parti için son derece anlamlı bir düzenleme getirildi.

2-Kura çekme işi ise tamamen Adalet Bakanlığı’na bağlı adalet komisyonlarına verildi. YSK’daki itirazlarımız üzerine siyasi parti temsilcilerinin kura çekiminde hazır bulunmaları kabul edildi.

3-Değişiklikle, AKP siyasi partilerin sandık kurulu üyeliklerinde rahatça yer almalarını güçleştirdi. Daha önce siyasi partiler, kendi üyeleri olsun veya olmasın seçmen vasfını taşıyan herkesi sandık kurulu üyesi olarak bildirebiliyordu. Şimdi, siyasi partinin üyesi olma zorunluluğu getirdi. Bu düzenlemenin nasıl uygulanacağına YSK henüz karar vermedi. Böylece seçmenin sandık kurulu üyesi olması yasaklandı. Seçmen müşahit olmaya devam edebilecek. Şimdilik buna yasak yok.

4- Cumhurbaşkanı’na sınırsız ve kamu kaynaklarını rahatça kullanabileceği propaganda serbestisi getirildi. Böylece YSK’nın “propaganda” kararı işlevsiz kılındı.

5- Seçmen kütükleri üzerinde kontrollerimizi gerek parti olarak, gerekse bağımsız kuruluşlar eliyle yürütüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan yabancılar hakkında sağlıklı verilere ulaşamıyoruz.

6- Mevcut kanuna göre oy verme günü veya sandık başında yapılan her türlü usulsüzlük ve hilenin tutanağa bağlanmazsa hile olmasına rağmen o sandıkta ‘hile yoktur’ hukuki sonucu doğar. Hilenin olup olmadığı incelenmeden, itiraz usulden reddedilir. Bu sebeple ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarının alınması son derece önemli.”

Yazının tamamını okumak için .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir